6 Aralık 2020 Pazar

Sıradaki Sezon İklim Değişikliği

 Baştan söyleyeyim spoiler içermektedir.

İlk sezonun geniş bir geri zekalı kitlesi tarafından alıcı bulduğunu gören ekibimiz, yeni bir felaket senaryosunun fitilini ateşledi. Tanıdık bir sima yine iş başında.

Kahramanımız bu sefer kolları iklim değişikliğine karşı sıvamış durumda. Maalesef dünyada artan insan ve hayvan nüfusunun soluduğu hava ve osurduğu gazlar gezegenimizin ısısını yükseltmektedir. Fakat bu sefer ilkinde olduğu gibi ağız yerine göte geçirilen bir maske bu durumu kurtarmaya yetmeyecektir. 

Şaka bir yana bu saçma sapan iklim değişikliği yalanını bizim greenpeaceci salaklar dünden yemeye razı bile. O yüzden şimdiden bir bilinç oluşturarak iklim değişikliği ve küresel ısınma gibi osuruktan korku politikalarının iç yüzünü öğrenmeye başlamalıyız. Bill konuşmasında küresel ısınmaya karşı sıfır karbon çözümü gerektiğini, fosil yakıtların yerini yenilenebilir enerjiye bırakması gerektiğini söylüyor. Tabi bu ne demek biliyorsun değil mi? Günümüz araçlarının tarih olması demek.Bu mesele seni pek de ilgilendirmiyor olabilir. Fakat Bill sıfır karbon diyerek karbondioksit üretiminin sıfıra inmesi gerektiğini savunuyor. Yani bundan sonra devletler vatandaşlarından karbondioksit vergisi almalı diyor. Karbon üreten ihtiyaçlarımızı sayarsak bunların başında hava yolu taşımacılığı ve daha da önemlisi hayvancılık geliyor. Hali hazırdaki uçak ve et fiyatlarına bir de karbon vergisi eklendiğini düşün. Kısacası doğal et tüketimi doğal ekin tüketimi gibi ulaşılması güç bir hale getirilmek isteniyor. Yakın zamanda bu durumu fark eden bazı şirketler yapay et üretimine başladı bile. Üstelik doğal etten daha sağlıklıymış...Yersen. Tüm bu kaos projeleri aslında geçtiğimiz 400 yıl önceki filmin günümüz uyarlaması. Filmin ilk versiyonu endüstri 1.0la beraber kömürün buharlı makinelerde kullanılmasıyla başlamıştı.

spoiler

Fosil yakıtlardan yenilenebilir enerjiye geçilmesinin kitlelerce kabulü için Ermenistan'daki Metzamor Nükleer Santrali'ni patlatmayı düşünüyorlar. Tüm deliller bize metzamoru gösteriyor.

spoiler

He bu arada Bill artan nüfusa karşı aşılar ve sağlık konusunda ilerlersek bunu %10-15 oranında azaltabileceğini savunuyor.


2/105 Dönüp gitti mi/iş başına geçti mi yeryüzünde bozgunculuk yapmaya, ekin ve nesli yok etmeye çalışır; Allah da bozgunculuğu sevmez.

5 Aralık 2020 Cumartesi

ID2020

 Rabb ne demek bilir misin? Rabb efendidir. İhtiyaç karşılayan yani köle sahibidir. Din ise borç demektir. Tevhid ise Allah'tan başka bir ilah tanımaman, yalnız O'na itaat etmendir. Sana bu kavramları manipüle ederek öğreten o maaşlı din adamları bunlardan bir haberdir. Kendilerine karşı olan dinin kavramlarını zıtlaştırarak seni özgürlükten alıkoyup köleleştiriyorlar. Doğru kavramlarla düşündüğünde senin dinin yalnız Allah'a olan borcundur ve o borç da dünyada barışı ve huzuru sağlamaktır. Şimdi gelelim bizim köle sahiplerine. Bu insanların amaçları tanrı rolünü üstlenmek. Allah'ın yarattığını beğenmeyip kendi nefsinin üstünlük taslamasıyla yaratılanı değiştirme çabasına girmesi. Bu kibirle başta ekini değiştirerek GDOlu tarımı başlattı. Şimdi ise nesli değiştirmek için 666 numaralı patenti alınan id2020 adında bir çiple yarı robotik, kendisine itaatkar bir nesil oluşturmanın hayalinde. Burada şimdi ben zaten bütün verilerimi www.ya yani 666 sistemine paylaşıyorum, benim verilerimi ne yapacaklar diyorsan sana bir kaç örnek vereyim;

Öncelikle bu bir kimlik. Yani? Özgürlüğün önündeki en büyük engel sana verilen o sayılardır. Çünkü o sayılar seni asıl benliğinden koparan ve sana kısıtlamalar koyan bir prangadır. Sistemdeki numarana göre paranın değeri ve seyahat edebileceğin sınırlar genişleyip daralabilir.

İkinci olarak bu bir veri toplayıcısı. Yani seni senden daha iyi tanıyan bir big datanın seni daha kolay manipüle edebilmesinin imkanıdır. Nitekim geçtiğimiz Amerika seçimlerinde facebookun propogandasıyla sonuçlara müdahale etmekten yargılandığını biliyoruz.

Üçüncü olarak bu bir dijital bankacılık. Yani hali hazırdaki altın ve gümüş yerine karşılıksız basılan değersiz kağıtlarla insanları borçlandırarak oluşturduğunuz devasa kölelik sisteminize, kağıdı da kaldırarak daha kolay bir şekilde borçlandırılacağınızı(köleleştirileceğinizi) düşünün.

Dördüncüsü bu bir aşı. Yani genetiğinizi değiştirmek ve sizleri daha aciz, zayıf ve kendilerine karşı itaatkar hale dönüştürmenin biyolojik bir yolu. 

Konuyla ilgili muhtemelen yine sansüre uğrayacak bir video bırakıyorum. Silinmeden izleyin


Yerden Çıkan Canavar

11 Bundan sonra başka bir canavar gördüm. Yerden çıkan bu canavarın kuzu gibi iki boynuzu vardı, ama ejderha gibi ses çıkarıyordu. 
12 İlk canavarın bütün yetkisini onun adına kullanıyor, yeryüzünü ve orada yaşayanları ölümcül yarası iyileşen ilk canavara tapmaya zorluyordu. 
13 İnsanların gözü önünde, gökten yere ateş yağdıracak kadar büyük belirtiler gerçekleştiriyordu. 
14 İlk canavarın adına gerçekleştirmesine izin verilen belirtiler sayesinde, yeryüzünde yaşayanları saptırdı. Onlara kılıçla yaralanan, ama sağ kalan canavarın onuruna bir heykel yapmalarını buyurdu. 
15 Canavarın heykeline yaşam soluğu vermesi için kendisine güç verildi. Öyle ki, heykel konuşabilsin ve kendisine tapmayan herkesi öldürebilsin. 
16 Küçük büyük, zengin yoksul, özgür köle, herkesin sağ eline ya da alnına bir işaret vurduruyordu. 
17 Öyle ki, bu işareti, yani canavarın adını ya da adını simgeleyen sayıyı taşımayan ne bir şey satın alabilsin, ne de satabilsin.
18 Bu konu bilgelik gerektirir. Anlayabilen, canavara ait sayıyı hesaplasın. Çünkü bu sayı insanı simgeler. Sayısı 666’dır.

1 Aralık 2020 Salı

Plandemi

 Selam. Şu bloğu bir hışımla açıp pandemi tuzağının iç yüzünü anlatmaya çalıştığımda yakınlarımın dahi aklı tutulmuş gibi tepkilerini gördüğümde ve delilleriyle beraber durumu açıkladığımda yanımdayken hak verip ayrıldıktan sonra eski haline dönen insanları gördükçe ümitsizlik ve hayal kırıklığı kaplamıştı içimi. Gelişmiş Avrupa ülkeleri bu tezgahın farkına varıp ayaklanmışken, eğitimin ve adaletin ayaklar altında olduğu ülkemde her yasak açıklandığında daha da sevinen maskeli yüzsüzleri gördükçe iki satır yazasım gelmemişti açıkçası. Fakat ben bu yazıları o aşağılanmaktan ve başkalarını da aşağılamaktan haz alan köleler için değil haksızlığa karşı sesimi çıkardığımın bir delili olarak yazıyorum. Aklını kullananlar için bu plandeminin sahtekarlıklarını bu yazıda paylaşmaya karar verdim. Aklı başında pek insan olmadığı ve akılsıza anlatmak için ayrıntıya girip boşuna çabaladığımı düşünüp kendimi daha fazla yıpratmak istemediğimden bir kaç bilgi vereceğim sadece. 

Delil 1: Virüs İzole Edilmedi.

Ne demek izole edilmedi? Yani hücreden bağımsız bir şekilde corona virüsü tespit edilmedi. Hatta sadece corona değil, hiçbir virüs izole edilmedi. 

Peki virüs izole edilmediyse nasıl tespit ediliyor?

Delil 2: Virüs Ölçmeyen Pcr Testleri

Coronanın tespitinde kullanılan pcr testlerini biliyorsun. Peki onların nasıl çalıştığını? 

Pcr testleri belli bir gen dizilimini arar, virüsü değil. Bunu bulduğunda ise pozitif sonuç verir. Fakat bulduğu şey virüs değil. Her insanda olan gen parçacıklarıdır. O yüzden kısıtlı bir alana bakılan döngüde tüm testler negatif sonuç verir. Gözlem kitlesini genişletirseniz de her test pozitif sonuç verir. Üstelik pcr testinin mucidi dahi bu testin hastalık tespiti için kullanılamayacağını söyledi

Delil 3: Antikor Testi

Adı üzerinde vücudunuzda antikor tespit etmeleri covid teşhisi koymaları için yeterli artık. Diğer hastalıklardan dolayı antikor üretilmiyor sanki

Delil 4: Çin'deki Düşen İnsanlar

Artık bunu plandemi başladığında korku yaymak için olmadığını anlamayan geri zekalı kaldı mı?

Delil 5: Çin'de Başlayıp Tüm Dünyaya Yayılan ama Sınırları Açık Çin'de Biten Salgın

Hayır bak o lafı duymıyım. Virüs laboratuarda falan üretilmedi. Çin sadece test yapmayı bitirdi. He ayrıca Çin'deki vakaların artış gösterdiği zamanda Çin resmi tatil dönemindeydi. Sözde salgın bittiğinde ise tatil bitmişti. Virüse bak sen ekonomik politikalar güdüyor.

Delil 6: Ölüm Oranları

Milyarlarca nüfusa sahip bu dünyada hadi dünyayı bırak 80 milyondan fazla Türkiye'de her gün kaç doğum ve kaç ölüm olduğunu biliyor musun? Güzel kardeşim bak fani dünyada yaşıyoruz. Sonsuza kadar yaşamayacaksın önce bunu bi hatırlatayım sana unutmuş gibisin çünkü. Sence coronadan günde kaç kişi ölüyor? Dur şimdi bak sağlık bakanı verileri saklıyor muhabbeti yapma şimdi bana. O verilerin uydurma olduğunu ben de biliyorum. Fakat sorun ne biliyor musun? Sağlık bakanının verileri saklayarak asıl seni olduğundan daha büyük bir salgın olduğuna inandırıyor. Şöyle ki başta düşük sayılar verirsin fakat korkuyu diri tutarsın. Daha sonra sözde muhalefetle danışıklı dövüşe girip vakaların daha da fazla olduğunu kabul etmek durumunda kalırsın. Peki Türkiye'de 1 günde kaç kişi ölüyor bilmek ister misin? Net bir sayı olmamakla beraber kışın ortalama 1800 kişi ölüyordu. Peki müthiş ölümcül bir salgın olsaydı günlük ne kadar ölüm saymamız gerekirdi aklında canlandır.

Delil 7: O kadar İnsan Neden Ölüyor?

Soru kendi içinde cevabını barındırıyor zaten. İnsan ölümlü ve eceli olan bir canlı ya hani unutuyorsun bak bu meseleyi sana tekrar tekrar hatırlatmak gerek insansın çünkü. O yüzden 65 yaş üzeri daha kritik anladın mı?

Umarım anlıyorsundur.

Delil 8: Covid Teşhisi Konanlar Neden Ölüyor?

Covid teşhisi konulanlar başta özellikle grip ve zatürre iken testin yapıldığı kişiye göre kronik hastalığı bulunan tüm insanlar covid teşhisi alabilirler ki bunu ilk soruda nasıl olduğunu anlattım. Grip veya kronik hastalığı bulunan bir insan testi pozitif çıkarsa hangi hastalıktan ölürse ölsün covid sebebiyle öldü gösterilir. Peki grip belirtileriyle veya hiçbir hastalık belirtisi göstermeyip tedaviye başlanan kişiler nasıl ölüyor? Çünkü bu kişilere çok şiddetli sabah 8 akşam 8 olmak üzere günde 16 ağır ilaç veriliyor. Günde 16 ilacın sizi tedavi edeceğine gönülden inanan biriyseniz gönülden eminim ki tüm bu delillerim karşısında "O kadar insan yalan mı söylüyor şimdi?" 

Delil 9: Kızılay'ın Kan Almaya Devam Etmesi

Öyle bir hastalık düşün ki havadan bile bulaşıyor ama nedense kızılaya kan vermeye gelince bulaşmıyor. Hani bu virüsler hücrelerdeydi? Tükürükten bile bulaşan, çelikte 8 saat kalan süper virüs nasıl kanda bulunmuyor ilginç değil mi? 

Delil 10: Maske

Hava alabildiğin maskenin virüsten koruduğuna inanma saçmalığına girmeden maskenin işe yaradığını varsayalım; öyleyse neden maske takan biri karşısındaki kişiden de maske takmasını istiyor? Kendisi maske takıyorsa korunuyor zaten karşıdaki nasıl bulaştırabilir? Eh sallama oranlarla gelme şimdi bana ona da cevabım var. Madem bu kadar korunmak isteniyor, öyleyse bez parçası yerine neden fanusla gezilmiyor? Su altı maskesi var bak onu taksınlar madem. Herkes rahat eder. Ama herkes rahat ederse olmaz.

Delil 11: İsveç

İsveç'in plandemi umrunda olmadı. Ölüm oranlarında da pek fark olmadı. Peki salgın olsa bile dünyada toplum bağışıklığının olumlu sonuç verdiği bir örnek dururken neden bir türlü bitmek bilmeyen yasaklarla kendimizi kısıtlıyoruz? Ayrıca yasaklar arttıkça vakalar artıyorsa neden yasaklar da artmaya devam ediyor?

Delil 12: Türkiye'de İlk Vaka 

Kimdi bu adı sanı bilinmeyen cenabet adam? Adamın kim olduğunu ben de bilmiyorum ama nasıl ortaya çıktığını biliyorum. Şöyle ki; Dünya Bankası Türkiye'ye covid tedbirleri yardımı yapacağını açıklamasının ertesi günü Türkiye'de ilk vaka tespit ediliyor. Ayrıca bana bir para yatmadı henüz. Galiba anaç hükümetimiz aldığı hibeyi zor günler için altın yapmış olmalı.

Delil 13: Otopsinin Yasaklanması

Öyle bir bilim düşünün ki önünüze bir çok kural ve sınır koyuyor fakat bunların temelini oluşturan araştırmanın yapılmasını yasaklıyor. Eğer dertleri hastalığı tedavi etmek olsaydı, doğru tedavi yönteminin de araştırmasını yaparlardı. Fakat günde 16 ilaçla kalp krizinden veya böbrek iflasından ölen kişilere otopsi yapılmadan virüsten dolayı öldüğü söyleniyor. Yersen...

Delil 14: Hastanelerin Doluluk Oranı

Hatalı testlerle hasta olmayan kişilere dahi hastalık teşhisi konduğunu düşün. Medyada sürekli pompalanan korkuyla hapşuranın bile hastaneye koştuğunu ve üstüne üstlük özel hastanelerin covid pozitiflileri kabul etmediğini biliyorsak sence de normal değil mi? He pardon artık normal değil yeni normal vardı değil mi?

Delil 15: Gribin Yok Olması

Hani bizim her mevsim geçişlerinde her sene olduğumuz tıp dilindeki adı influenza, halk dilindeki adı grip olan hastalık vardı ya. Heh işte o artık yok. Bildiğin yok olum belki de grip bizim süper egomuzdu. Ayrıca bunu sadece ben demiyorum. Sağlık bakanı "Bu dönemin mevsimsel gribi artık covid" dedi. Evet tüm bu kısıtlamalar grip için.

Delil 16: Covid-19 Test Patentinin 2015 Yılında alınması

Sahibi kim dersin? Richard Rothschild. Buyrun bu da patenti; US20200279585A1

Delil 17: Bu Kadar İnsan Yalan Mı Söylüyor?

Sen çok mu doğru söylüyorsun?